Kitap, sömürge tahakkümünün doğası ile bu tahakküme dayalı olarak ortaya çıkan denizaşırı sömürge imparatorluklarının yapısını çeşitli kavramsal ve teorik yönleriyle incelemekte ve tüm bunları egemenlik perspektifinden yorumlayarak kamu hukuku zemininde değerlendirmektedir. Bu kapsamda sömürgeciliğe bağlı gelişmelerin egemenlik teorisine katkısı, sömürge egemenliğinin kazanılması ve kaybına ilişkin süreçler, üstün medeniyet anlayışı ve egemenlik ilişkisi, sömürge egemenliğinin hem kendi döneminde hem de sonrasında siyasi, idari, sosyal, kültürel ve ekonomik anlamda yansımaları açıklanmaktadır.
Kitap her ne kadar geçmişe dönük bir araştırmaya yönelmiş olsa da ezilen toplulukların hikayeleri her zaman için ibret alınması gereken doneler sunmakta, yöneten-yönetilen ayrımı ve bu zümrelerin ilişkisinin çeşitli yönleri iktidarın tabiatım keşfetmemize yardımcı olmaktadır. Bu noktada kitap, devlet mekanizmasını işletecek iktidarın, sahip olduğu egemenliği nasıl anladığını ve ne yönde kullandığını sömürgecilik bağlamında aydınlatmaktadır.