Ticaretin tarihini bilim ve teknik alanındaki gelişmelerden, bunun doğrudan sonuçlarını da bireysel ve toplumsal ölçekteki köklü değişimlerden bağımsız görmek olası değil kuşkusuz. İnsanoğlunun sadece birincil ihtiyaçlarını karşılamak üzere değiş tokuşta bulunduğu günlerden paranın icadına, buharlı gemiden modern çağın kıtalararası ticaret yollarına dek çok renkli ve çok boyutlu bir serüvenin anahtarlarını gözler önüne seriyor Sédillot. Ticaretin ve insanlar arasındaki tecimsel ilişkilerin değişen doğası, toplumların ilişki kurma biçimlerinden yeryüzündeki doğal dengenin yapısına denk geniş erimli bir sorgulamayı kaçınılmaz kılıyor. Ünlü Fransız tarihçi Sédillot’nun yapıtı, üçüncü bin yılın eşiğindeki insanlığın uzun ve zorlu ayakta kalma öyküsü aynı zamanda.