Bu çalışma, Cumhuriyet Halk Partisi'nde milletvekili adaylarının belirlenmesi sürecinde ortaya çıkan tahakküm ve meşruiyet ilişkileri üzerinedir. CHP'nin, 2007, 2011 ve 2015 seçimlerinde farklı aday belirleme yöntemleri kullanmasına rağmen, çoğunluğu parti profesyoneli olarak nitelendirilebilecek kişilerin sürekli seçildiği ve farklı yöntemlerin aday ve milletvekili kompozisyonunda radikal bir değişiklik yaratmadığı görülmektedir. Bu olgu, parti yayınları ve diğer kaynaklardan yararlanılarak toplanılan Türkiye geneli istatistiklere dayanarak oluşturulmuş olan çoklu mütekabiliyet analizi diyagramlarıyla ve Kırklareli'de yürütülen etnografik saha araştırmasının verileriyle ortaya koyulmaktadır. Örtülü tahakküm mekanizmalarını incelemek üzere Pierre Bourdieu'nün sembolik şiddet teorisi, Marksist "ideoloji" ve "hegemonya" kavramları ile klasik elit teorilerinin değerlendirmeleri ile karşılaştırılarak kullanılmaktadır.
Çalışma, sembolik şiddet teorisinden, kavramsal alet kutusunun "ideoloji" ve "hegemonya" kavramlarından farklı bazı özgün açılımlar sağladığı düşüncesiyle faydalanmaktadır. Çalışma aynı zamanda klasik elit teorilerinin genelleyici, işlevsel, özcü varsayımlarından farklı olarak Bourdieu'nün pratik teorisinin, tahakküm mekanizmalarını tarihsel ve ilişkisel temelleriyle değerlendirerek araştırma sorunsalını analiz etmeye olanak sağladığını göstermektedir.
Bu çerçevede aday belirleme yöntemlerinden merkez yoklamasının "lider oligarşisi"nin, ön seçimlerin de "parti içi demokrasi"nin, göstergesi olduğu yolundaki kanıksanmış düşünceleri eleştirel bir değerlendirmeye tabi tutmaktadır. Her üç seçim döneminde de farklı seçici organlara rağmen (parti genel merkezi, üyeler ve delegeler) parti tarafından aday gösterilen ve milletvekili seçilen kişilerin aynı pozisyonları işgal eden kişiler olduğunu istatistiki ve etnografik verilerle ortaya koymaktadır. Böylelikle hem toplumsal teoriye hem de siyaset bilimi literatürüne milletvekili adaylarının belirlenmesi ve parti içi demokrasi tartışmaları bağlamında teorik ve metodolojik düzeyde katkı sağlamayı amaçlamaktadır.