Çalışmanın konusunu ceza sorumluluğunun şahsiliği ilkesi oluşturmaktadır. Ceza sorumluluğunun şahsiliği ilkesi, genel olarak kişinin sadece kendi işlemiş olduğu fiilden dolayı sorumlu tutulabilmesi şeklinde tanımlanabilmektedir. Buna göre aile üyeleri dâhil olmak üzere üçüncü kişinin işlemiş olduğu fiilden dolayı kişinin cezai sorumluluğuna gidilmesi mümkün değildir. Ceza sorumluluğunun şahsiliği ilkesi, arz ettiği önem nedeniyle modern ceza hukukunun temel ilkelerinden biri olarak kabul görmektedir. Türk Ceza Hukukunda da benimsenen ceza sorumluluğunun şahsiliği ilkesi, Anayasa m. 38/7'de ve Türk Ceza Kanunu m. 20/1'de açık bir şekilde düzenlenmiştir. Ne var ki bu somut düzenlemelere binaen hiçbir şekilde istisnası olmaması gereken söz konusu ilkeye aykırı düzenleme ve uygulamaların mevcut olduğu görülmektedir. Kanımızca bu durum, ceza sorumluluğunun şahsiliği ilkesine gereken önemin verilmemesinden kaynaklanmaktadır. Nitekim Türk Ceza Hukuku doktrininde sıklıkla sözü edilen konulardan biri olmasına rağmen, bugüne kadar salt ceza sorumluluğunun şahsiliği ilkesini detaylı şekilde ele alan bir monografik çalışma yapılmamıştır. İşte ceza sorumluluğunun şahsiliği ilkesinden ne anlaşılması gerektiğinin ortaya konulması ve bu ilkenin varlık amacı, kapsamı, sınırları ve sonuçları gibi durumların detaylı bir şekilde incelenerek tartışmaların net bir sonuca bağlanmasına ilişkin ihtiyaç, çalışmamızda bu konuyu tercih etmemizin temel sebebini teşkil etmektedir.