Demirin alaşım hali olan çeliğin bulunmasına kadar geçen süreç de yapıların bir çok bölümünde çeliğin bağlayıcı eleman olarak, yapısal ve dekoratif amaçlarla kullanıldığı görülmektedir. 19.yüzyılın ikinci yarısında ham demirin sıvı duruma getirildikten sonra arıtılması sağlanabilmiş ve büyük ölçüde dökme çelik üretimi ortaya çıkmıştır.
20. Yüzyılın başından itibaren elektirik fırınlarının kullanılmasıyla dökme çelik üretimi artmış, bu gelişmelerin sonucunda da modern çelik yapı tekniğinde büyük ilerlemeler gerçekleşmiştir. Çeliğin bulunması ve yapılarda kullanılması ile birlikte yeni yapım yöntemlerinin araştırılmasına ve yeni taşıyıcı sistemlerin geliştirilmesine başlanmıştır.
Çeliğin yapılarda kullanılması çok sayıda olumlu sonucu beraberinde getirmiştir. Yapılarda ağır duvarlar yerlerini hafif çelik iskeletlere bırakmış böylece yapılar hafiflemiş, bu da yapıların daha yükselmesi, daha büyük açıklıklıları geçebilmesi olanağı sağlamıştır. Çelik, mimar ve mühendislere tasarım gücü, verimlilik, heykelsi ifade gibi benzersiz imkanlar sunan bir malzemedir. Bu yayının amacı, mimar ve mimarlık öğrencilerine büyük açıklıklı çelik yapı teknolojilerini tanıtmak ve projelerini çizerken yardımcı olabileceğini düşündüğümüz bilgiler vermek dir.