2011 yılına gelindiğinde Türk hukuk sisteminin temelini oluşturan 818 sayılı Borçlar Kanunu 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu ile, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile ilga edilmiş ve 1.7.2012 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, 1086 sayılı Hukuk Muhakemeleri Usul Kanunu ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile ilga edilerek 5.8.2011 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Özellikle, Türk Borçlar Kanunu ile hukuk sistemimize giren yeni kurallar ve koşullar, özel borç ilişkileri ve sözleşmelerde gözetilmesi zorunlu olarak önemi büyüktür. Bu ilkelerden biri olan ve Türk Borçlar Kanununda yer alan tüm hukuk alanlarında uygulanması gereken, “genel işlem koşulları”, özel hukuk sözleşmelerinde tarafların serbest iradelerinin sağlanması ve sözleşmede hakim tarafın iradesinin, zayıfı kabule zorlamasını önlemek ve zayıfı korumayı, eşit hukuki ilişkiyi sağlamayı amaçlaması bakımından hukukumuzda büyük bir yeniliktir.
Ayrıca, sözleşmelere ve borçlanmalara kefaletle ilgili olarak gerçek kişilerin kefaletinde eşinin rızasının aranması, kefaletin geçerliğinde şekil koşulu ve kefilin takibinde önemli değişiklikler yapılmıştır. Yasalarda yapılan önemli değişikliklerle geçerliğini yitiren Yargıtay Kararları ayıklanıp, kitabımızdan çıkarılırken, halen geçerli içtihatlara, en son emsal kararlarla yenilenen kitabımızın son bölümünde yer alan akreditifle ilgili incelemeler ve açıklamalarımızın sonunda mevcut olan, Milletlerarası, Ticaret Odası -ICC tarafından hazırlanmış. Kitap, değişen Kanunların hükümlerinin uygulanmasına yönelik açıklama ve yorumlarımızla ve yürürlükteki yasal hükümlere uyan Yargıtay içtihatlarıyla yenilenmiştir.