Türkiye'nin serbest piyasa ekonomisine geçişi ve Avrupa Birliği mevzuatına uyum süreci doğrultusunda gerçekleştirilen değişiklikler, ülkemizde yabancıların taşınmaz mal edinimi konusunda da etkilerini göstermiştir. Ülke ekonomisine kaynak yaratmak amacıyla 1984 ve 1986 yıllarında çıkarılan 3029 ve 3278 sayılı Kanunlar ile AB mevzuatına uyum amacıyla 2003 ve 2006 yıllarında çıkarılan 4916 ve 5444 sayılı Kanunlar Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir. Ayrıca, 2008 yılında 5782 sayılı Kanun çıkarılmıştır. Bu kanuni düzenlemeler yapılırken, uygulanırken ve kanunların Anayasa'ya aykırılığı sorunu değerlendirilirken karşılıklılık ilkesi üzerinden hareket edilerek bir sonuca ulaşılmaya çalışılmıştır.
Karşılıklılık ilkesi, 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun yürürlüğe girdiği 29 Aralık 1934 tarihinden 6302 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 18 Mayıs 2012 tarihine kadar varlığını korumuştur. 6302 sayılı Kanun ile Tapu Kanunu'nun 35. maddesinde yapılan yeni düzenlemede, -kanuni sınırlayıcı hükümlere uymak- şartı korunmuş, Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren uygulanan -karşılıklılık ilkesi- ise kaldırılmıştır. Ayrıca, Tapu Kanunu'nun 36. maddesinde yabancı sermayeli şirketlerin taşınmaz mal ve sınırlı aynî haklar edinimi konusunda yeni esaslar belirlenmiştir.
Bu durum karşısında, yabancıların taşınmaz mal edinmesine yönelik hukukumuzda yapılan son düzenlemelerin, uluslararası hukuk bağlamında, AİHS'nin mülkiyet hakkının korunmasına yönelik hükümleri karşısındaki durumunu belirleme ihtiyacı doğmuştur. Kitabımızın kaleme alınışında da bu ihtiyacın karşılanması amaçlanmıştır.