Bireyin öncelikli olarak sağlığına ilişkin riskler kontrol altına alınabilirse hasta kendini olasılıkla bir fizyoterapiste ve aynı zamanda dil ve konuşma terapistine emanet eder. Dil ve konuşma terapisi hiçbir zaman hastaya inme öncesindeki dil ve konuşma yetilerini tekrar kazandırmayı vaat etmez; bu süreç zor ve uzun bir yolda hasta ile terapistinin birlikte çalışmasını gerektirir. Hastanın motivasyonu, psikolojik durumu, yaşı, eğitimi, beyindeki hasarın şiddeti, el–kol–bacak hareketlerini tekrar kazanma isteği, beyin sağlığı, aile desteği, terapilere devamlılığı gibi pek çok faktör dil ve konuşma terapilerinin başarısını etkiler. Hasta terapilerle yeni bir sosyal ortam kazanmaya başlar. Terapi odalarındaki ilerleme ne zaman günlük yaşamaya aktarılmaya başlarsa, terapilerin ilk meyveleri toplanmaya hazırdır.