Bir suçun işlenmesiyle birlikte, suçun faili ile devlet arasında meydana gelen cezai nitelikteki hukuki ilişki bazen normal seyrinde giderek infazla sonuçlanır. Ancak, fail ile devlet arasındaki ceza ilişkisi, infaz dışında başka bir takım sebeplerin varlığı halinde de sona ermektedir. Ceza ilişkisini sona erdiren–ortadan kaldıran sebeplerin varlığı halinde, dava veya cezanın düşmesi söz konusu olmaktadır. Ceza hukukumuzda, dava ve ceza ilişkisini düşüren sebeplerden birisi de, süresinde şikayette bulunulmaması veya şikayetten vazgeçmedir.
Ceza Kanunumuzda yirmibeşin üzerinde suçun soruşturması ve kovuşturması şikayete bağlıdır. Keza özel ceza kanunlarında ve ceza hükmü içeren özel kanunlarda da şikayet müessesesi oldukça yaygın bir şekilde yer almaktadır. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda, mağdurun soruşturma ve kovuşturma evresindeki hakları genişletilmek suretiyle muhakemede daha fazla söz sahibi olması sağlanmıştır. Haklar, Kanunda hem mağdur ve hem de şikayetçi açısından ele alınmıştır. Yani, CMK m. 234 de belirtilen haklar hem mağdura ve hem de şikayetçiye müştekiye tanınmıştır. Nitekim, CMK m. 234 ün başlığı da Mağdur ile şikayetçinin hakları olarak yazılı olup, maddede öngörülen haklar bu başlık altında düzenlenmiştir.
Dikkatli ve titiz bir inceleme ve araştırmayla hazırlamaya gayret ettiğim bu kitapta, şikayet ve şikayetçi hakları tüm yönleriyle incelenmeye ve yeni ceza sistemiyle getirilen yeniliklerle ilgili olarak, uygulamada oluşabilecek tereddütlerin giderilmesine çalışılmıştır. Kitap, iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, şikayet ve şikayetten vazgeçme, ikinci bölümde, şikayetçi hakları konuları, doktrin ve uygulamadaki görüş ve içtihatlar ışığı altında bütün yönleriyle incelenmeye çalışılmış; her bölümün sonunda, özenle seçilmiş Yargıtay İçtihadı Birleştirme, bölüm içeriğine göre Yargıtay Ceza ve Hukuk Genel Kurulu, Yargıtay Ceza ve Hukuk Daireleri kararlarına yer verilmiştir.