Sürdürülebilir kalkınma kavramı 1987 Brundtland Komisyonu Raporu ile çevre ve kalkınma tartışmalarına yön veren bir kavram olarak ortaya çıkmış ve Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı sonunda uluslararası toplumca oybirliğiyle kabul edilen 1992 Rio Bildirgesi’nin temel taşı haline gelmiştir. Kavramın, çatışan yararları – ekonomik kalkınma, insan hakları ve çevresel koruma – uzlaştırması beklentisi, sonraki yıllarda devam etmiştir. Nihayet, 2015 sonrası dönemde Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinin tasarlanmasıyla, sürdürülebilir kalkınma, uluslararası siyasetin merkezine yerleşmektedir.
Yeni oluşan kavram ve kavramın etrafında şekillenen yeni hukuk ve siyaset araçları, antlaşmalar ve mekanizmalar uluslararası hukukçuların da sürece dâhil olmasını sağlamıştır. Sürdürülebilir Kalkınma ve Uluslararası Hukuk: Kavram, İlkeler ve Yargısal Uygulama, sürdürülebilir kalkınmanın, klasik anlamda uluslararası hukukun kaynakları arasında sınıflandırılmasına gerek olmaksızın, uluslararası hukukun bir parçası haline geliş sürecini anlatmaktadır. Gerçekten yargısal uygulamadan çok sayıda örnek sürdürülebilir kalkınmanın uluslararası hukukta giderek önem kazandığını göstermektedir.