Bugün halen edebiyat eserlerinin de dahil olduğu pek çok ürün, müstehcen olduğu gerekçesiyle ceza yargılamasıyla karşı karşıya kalıyor. Bunlardan bazıları bu yüzden sansüre uğruyor, yaratıcıları cezalandırılıyor.
Bunun yanı sıra her geçen gün Türkiye’de müstehcen oldukları gerekçesiyle sayısı binlere varan İnternet sitesine erişim engelleniyor. Öyle ki bu yasaklamalar tek tek sözcük düzeyine inerek Orwell’ın kurgusal Büyük Birader’ini ete kemiğe büründürmüş durumda. Devlet, bireylerin neye bakıp bakamayacaklarını, neyi okuyup okuyamayacaklarını, hazlarını ve cinsel gereksinimlerini neyle sağlayacaklarını veya sağlayıp sağlayamayacaklarını sıkı denetim altına almaya çalışıyor.
Bu kitapta, ceza hukukundaki müstehcenlik suçu ile hukuk ve edebiyat bağlamındaki müstehcenlik kavramı incelenmeye çalışılmıştır. Müstehcenlik; kavram, ahlak ve hukuk bağlamında değerlendirilip ve yargı karşısına gelmiş edebiyat eserleri açısından ele alınmıştır.
Bu çalışma, Türk Ceza Kanunu’nda yer alan müstehcenlik suçu özelinde bir hukuk anlayışını eleştirmek için kaleme alınmış. Bu amaçla kaleme alınan bu çalışmanın en nihayetinde bir değinme olduğunu belirtmek gerek: devletin ve genel ahlakın, bedenler, gözler ve zihinler üzerindeki tahakkümüne dair, edebiyat eserleri bağlamında yapılmış bir değinme. Tahakkümden kurtulmak içinse bir değinmenin tek başına kifayet etmeyeceği unutulmamalı.