Ülkemizde, askeri ve politik arenadan günlük yaşamın hemen her alanına kadar, güvenlik olgusu gündemi sık sık meşgul etmektedir. Bunun temel sebebi kimi zaman dış tehditlerin kimi zaman da iç tehditlerin sürekli olarak varlığını hissettirmesidir. Bu durum da son dönemlerde güvenlik konusunda pek çok çalışma yapılmasını beraberinde getirmiştir. Fakat, Türkiyede güvenlik alanında kaleme alınan çalışmaların geneli güvenlik politikaları veya karşılaşılan güvenlik sorunlarıyla ilgili konjonktüıel ve/veya somut olay analizlerine dayanan çalışmalardır. Bu bağlamda, özellikle Türkiyenin komşularıyla yaşadığı güvenlik sorunlarını inceleyen ve genelde olay analizlerine dayanan çok sayıda yayın yapılmıştır. Örneğin, Kıbrıs sorunu geçmişten günümüze Türkiye açısından en öncelikli ulusal güvenlik sorunlarından biri olmuştur.
Konunun önemiyle doğru orantılı olarak Kıbrıs sorununu ele alan yüzlerce yayın yapılmıştır. Benzer şekilde, Türkiye için önemli bir tehdit unsuru olan terörizm konusunda da pek çok yayın yapılmıştır. Fakat, tüm bu güvenlik sorunları ve tehditlerinin daha net anlaşılabilmesi ve bilimsel çerçeve içinde değerlendirilmesini sağlayacak olan güvenlik olgusu, kavramsal ve teorik olarak yeterince incelenmemiştir. Başta ABD olmak üzere Batılı ülkelere bakıldığında güvenlik olgusunu kavramsal ve teorik olarak ele alan çok sayıda çalışma yapıldığı görülmektedir. Türkiye gibi güvenlik tehditlerine oldukça açık bir ülkede güvenlik çalışmalarının bu denli yetersiz olması düşündürücüdür. Denilebilir ki, Türkiyenin güvenlik sorunlarından biri de güvenlik olgusunun akademik alanda yeterince ele alınmamış olmasıdır. Ülkemizde güvenlik konusunda var olan böylesi bir bilimsel eksiklik bu çalışmanın yapılmasını teşvik eden en önemli itici güç olmuştur.