Bu kitapta, toprağı büyük sermayeden bağımsız biçimde işleyebilmek ve özgürleşebilmek için kolektif ilkelere bağlı kalarak örgütlenen Topraksız Kır İşçileri Hareketi'nin kazanımları anlatılıyor: Topraksız Kır İşçileri Hareketi, "doğanın toplumsallaştırılması" olarak adlandırılan bir süreçte, ekoloji talanına ve bu talana eşlik eden kültür yıkımına tepki olarak, doğal varlıklardan kullanma payı almak amacıyla tarihsel haklarını talep ediyor.
Brezilya'nın 23 eyaletinde 1,5 milyondan fazla kır yoksuluyla birlikte hareket eden Topraksız Kır İşçileri Hareketi, boş araziler üstüne büyük bedeller ödeyerek kurdukları yerleşimler ve kamplarda kendi geçimlerini sağlamaya çalışıyorlar. Geçimlerini hayvancılıkla ve meyve-sebze-hububat üreterek sağlamaya çalışıyorlar. Kurdukları üretim ve tüketim kooperatifleriyle sömürü düzeninden kaçınıyorlar.
Eğitim kurumları inşa etmişler: Çocukları için kreş, okul açmışlar, gençleri için eğitim merkezleri kurmuşlar…
Meslek edindirme kursları açmışlar, organik gıda ve tarım eğitimleri veriyorlar…
Topraksız Kır İşçileri Hareketi; doğayı ve insanı serbest sömürü alanı dışına çıkarma mücadelesi veriyor ve bu konuda oldukça da başarılı olmuşlar.
Abdullah Aysu bu kitapta Türkiyelilere Topraksız Kır İşçileri Hareketi'nin: "geç kaldınız", "durmayın", "daha fazla beklemeden belediyelerinizle, köylülerinizle, kadın ve erkelerinizle harekete geçin" çağrısını iletiyor.
Topraksız Kır İşçileri Hareketi zamanımızın olumlu gerçeğini ve bu dünyaya ait örneğini gösteriyor.
(Tanıtım Bülteninden)