Türkiye ekonomisinde kuruluş yıllarından itibaren liberal ekonomik sistem benimsenmiştir. Bu durum İzmir iktisat Kongresi'ne de yansımış ve Türkiye ekonomisinin geleceği hakkında önemli kararlar alınmıştır. Ancak yetersiz sermaye, tarım toplumundan sanayileşmeye geçiş döneminin çeşitli sebeplerle aksamasına, alınan kararların yeterince uygulanamamasına sebep olmuştur. Özellikle Mustafa Kemal Atatürk'ün vefatı sonrası ortaya çıkan gelişmeler ve yaşanan dünya savaşı sonrası ortaya çıkan yeni dünya düzeni Türkiye'yi oldukça zorlamıştır.
1980 sonrasında ihracat yönlü bir büyüme politikası izlemiştir. Bu durum yetersiz hammaddenin dışarıdan teminini gündeme getirmiştir. Toplam harcama yaklaşımında, ithalatın ihracattan fazla olması GSYİH'yı azaltıcı bir etki yaratmaktadır. Diğer yandan artan ithalatın daha kaliteli ara malları tedarik ederek, toplam faktör verimliğini artıran bir etkisi de ortaya çıkabilmektedir. Buna karşın üretim artışıyla desteklenmeyen ve dolayısıyla ihracat verimliliğini arttırıcı bir etkinin olmadığı politikalar da ekonomi için bir çelişki yaratabilmektedir. Çalışmanın içeriği bu soruya yanıt verebilecek şekilde tasarlanmıştır. Türkiye'nin dış ticaret verilerinde AB ülkelerinin ağırlıkta olması, araştırmanın kapsamının AB ülkeleri olmasını sağlamıştır. Çalışmada güncel veriler kullanılmak¬tadır, içerik, şekil ve tablolarla desteklenmekte ve konuda öz bir anlatım çabası izlenmektedir.