İletişim ve enformasyon teknolojilerinin günümüzde ulaştıkları düzeyi göz önüne alarak ileri sürebileceğimiz en belirgin toplumsal sonuç, iletişim ve enformasyon tabanlı olgu ve süreçlerin toplumsal yapıyı giderek daha fazla belirledikleridir. Özellikle 1960'lı yıllardan sonra ortaya çıkan gelişmelerin, ciddi boyutta toplumsal dönüşümlere neden olduğu görülüyor.
Ancak bu durumun bütünüyle yeni bir toplumsal yapıyı ortaya çıkardığını söylemek gerçekçi olmayacaktır. Yeni durumun, temel üretim ve bölüşüm süreçleri açısından eskinin devamı olduğuna ilişkin kanıtlar, çeşitli mistifikasyonlara rağmen çoğunlukla kolayca görülebilecek niteliktedir. Buna karşın teknolojik gelişmenin getirdiği başta internet olmak üzere bir çok yeni araç, toplumsal iletişim süreçleri açısından ciddi alternatif olanaklar sunabilmektedir.
Bu alternatif olanakların, iletişim ve enformasyon teknolojilerini kolaylıkla bir denetim aracına dönüştürebilenler karşısında önemli bir toplumsal güç oluşturabilme potansiyeli mevcuttur. Ancak bu potansiyelin aktüel hale gelebilmesi tekn(oloj)ik değil politik bir sorundur.