Hayatın Kıyısındaki Kadınlarımız

Kadının durumu ülkemizde ve dünyada bir uygarlık yarasıdır. Kadınların ezilmesi, aşağılanması, dışlanması tek bir uygarlığa has bir durum değildir. Genç kızları tanrılara kurban eden İnkalardan, dulu kocanın cesediyle birlikte yakan Hint uygarlığına, kadınların ayaklarını çocukluklarında sakatlayan Çin kültürüne, kız çocuklarının bızırlarını "kadın sünneti" denilen vahşetle kesip atan kimi Afrika kültürlerine ve kadınları aile mahkemelerinde yargılatıp aile cellatlarına infaz ettiren, adına töre cinayeti denilen ve etkisi hala devam eden, Anadolu'nun kimi yerel kültürlerine dek örnekler sonsuzca çoğaltılabilir.

Mustafa Kemal Atatürk, kadının yalnız bir sevi, bir doğum, bir hizmet aracı gibi görüldüğü toplumumuzda, kadınları tümüyle bağımsız ve özgür kılmak için düşünce mimarisini tasarladığı Cumhuriyet Devrimleri ve bu arada "Kadın İnkılabı" ile toplumumuzun yarısını oluşturan kadınlarımızı doğu uygarlık değerlerinden çağdaş batı uygarlık değerlerine, bütün yönleriyle ulaştırmayı, onu dinsel geleneksel birikimlerin zincirlerinden kurtararak çağdaş yaşama değerlerine ve uygar bir yaşantıya kavuşturmak hedeflerine ulaştırmayı amaçlamıştır. Kemalist Devrim "aydınlanmacı" bir harekettir ve "aydınlanma" felsefesinin özgürlükçü, eşitlikçi, akılcı özünü içselleştiren laik toplum düzenini ve laik eğitimi hem amaç hem araç olarak benimsemiştir. Kemalizm'in "Kadın İnkılabına bu çerçeveden bakmak gerekir.

Ne var ki, Atatürk'ün kadınları ilk kez erkeklerle bazı batı ülkelerinde olduğundan bile daha ileri ve eşit haklara kavuşturan Devrimleri ve yasal düzenlemeler, Atatürk sonrası yanlış politikalar sonucu, bu uygarlık değerleri toplumun bilincine yerleştirilemediği, ruhlara sindirilemediği ve kafalara aşılanamadığından dolayı kadınlarımız, erkek egemenliğinin, bencilliğinin dar sınırları içinde güdük bir yaşayışa çivilenip bırakılmış, toplumsal direnç odaklarının baskıları sonucu, yasal engeller ortadan kaldırıldığı halde kadınlarımız Cumhuriyetle kazandıkları haklan kullanamaz konuma getirilmiştir…(Önsöz’den)