Bu eserin hazırlanmasında temel neden özellikle toplumumuzun sosyal ve kültürel yapısı gereği müvekkil ile avukat arasında çoğu zaman yazılı ücret sözleşmesi yapılamamaktadır. Bu durum ihtilafların artmasına neden olmaktadır.
1136 sayılı Avukatlık Kanunu ile bu Kanunda değişiklikler yapan 4667 ve 5043 sayılı kanunlarda, avukatlık ücreti ve avukatlık ücretinden doğan uyuşmazlıklara ilişkin farklı hükümler yer almaktadır. İş sahibinin birden çok olması halinde bunlardan her biri, sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşmayla sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde her iki taraf avukat ücretinin ödenmesi hususunda müteselsil borçlu sayılırlar.
Kanunun açık düzenlemesine rağmen uygulamada sulh halinde avukatın ücret hesabının hatalı olarak hesaplandığı bu durumda yerel mahkemeler ve bilirkişiler tarafından hatalı değerlendirilmeler yapıldığı görüldüğünden sadece bu konunun işlendiği bir kitap ele alınmıştır.
Bu konuda Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin yerleşik kararları ele alınarak özellikle uygulamada hatalı kararların önüne geçilmesi amaçlanmıştır.
(Tanıtım Bülteninden)