Kitap, silahlı çatışmalarda bireysel statüleri inceler. Silahlı çatışmalarda, bütün bireyler bir statüye sahiptir. Silahlı Çatışmalar Hukukunda iki temel ayrım vardır. Kişi, ya savaşandır ya da sivildir. Ara bir statü yoktur. Düşman elinde olan hiç kimse hukukun dışında değildir. Savaşanlar, silahlı çatışmanın karşı tarafının eline düştüklerinde savaş esiri olurlar. Savaş esirliği, savaşan olmanın imtiyazlı sonucudur. Silahlı çatışmalara katılan, paralı askerler, casuslar, teröristler savaş esiri imtiyazını elde edemezler ve imtiyazsız savaşan olarak da anılırlar. Esas itibariyle sivildirler. Silahlı çatışmalarda düşmanlık fiillerine katılmalarına göre sahip oldukları statünün korumasından yararlanırlar ya da yararlanamazlar ancak bu onların sahip olduğu statüyü değiştirmez.
Kitap, savaşan ve sivil statülerini, Ek 1 No'lu Prorokol, Savaş Esirleri Sözleşmesi ve 4 No'lu Cenevre Sözleşmelerini esas alarak değerlendirir. Kitap, savaşan ya da sivil statüsünün dışında ayrıca bir bireysel statü ihtiyacına işaret etmez. Sadece, uygulamanın, mevcut hukuki şablona uyup uymadığını göstermeye çalışır.
(Girişten)