Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girme isteği ve aralık 1999'da aldığı resmi adaylık statüsü ülkenin uzun süredir ihmal ettiği sorunlarına eğilmesine aracı oldu. Bu süreçte düşünce özgürlüğü, dinsel özgürlükler ve kültürel hakların yanında cinsiyet eşitliği de yerini aldı ve ülkemiz siyasal ajandasında ön plana geçti. Konuyla ilgili olarak, elinizdeki çalışma 2 ana hipotezden yola çıkar:
Din Türkiye'nin cinsiyet eşitliği konusundaki geri kalmışlığının tek nedeni olamaz. Akdeniz kültürü, ekonomik geri kalmışlık ve özellikle siyasi kültür kadınların toplumdaki yeri ve siyasal hayattaki eksik temsilleri üzerinde güçlü etkiye sahiptir;
Sol ve sağ, cinsiyet eşitliği sorunsalını ve kadınların siyasetteki terfilerini destekler, ama farklı şekilde destekler. (Tanıtım Bülteninden)