İdari yargılama hukukunda ispat faaliyeti ile deliller hususunda ayrı bir düzenleme olmaması ve medeni yargılamadaki bir usul kanununa göndermede bulunulması, uygulamada birtakım sıkıntıları beraberinde getirmektedir. İdare hukukunun kendine has birtakım özellikleri, idari yargıda görülen davalarda Hukuk Muhakemeleri Kanununun olduğu gibi uygulanmasına engel teşkil etmektedir. Bu noktada, idari yargıda yazılı yargılama usulünün benimsenmesi, hâkimin dosya üzerinden inceleme yapması, re'sen araştırma gibi bazı özellikler, ispat ve delil müessesesi konusunda, idari yargının kendisine has bazı özel uygulamalar oluşturmasına sebep olmuştur.
Üç bölümden oluşan bu çalışmanın ilk bölümünde, idari yargılama hukukunda ispat ve deliller ile idari yargılama hukukuna hâkim olan temel ilkelere ilişkin açıklamalara yer verilmiştir. İkinci bölümde, idari yargılama hukukunda uygulama alanı bulan/bulmayan delillerin tümüne ilişkin bir değerlendirmede bulunulmuştur. Bu kapsamda doktrinde yer alan görüşlerin tamamına yakınından istifade edilmeye ve konu ile ilgili yargı kararlarından örnekler verilmeye çalışılmıştır. Çalışmanın son bölümünde ise tarafımızca önemli görülen konu ile ilgili idari yargı içtihatlarının özetine yer verilmiştir.