Bu kitapta anayasa hukuku sorunlarıyla ilgili olarak son on beş yıl içinde yazdığım ve çoğu daha önce başka kitaplarda dağınık olarak yer almış olan makaleleri bir araya topladım. Böylece, hukuk yazılarımı siyaset teorisi ve felsefesi ile ilgili olanlardan kabaca ayırmış ve tek bir ciltte toplamış oluyorum. “Kabaca” diyorum, çünkü anayasa hukuku ile siyaset teorisini büsbütün ayırmak imkansızdır, bunlar çoğu zaman gerek tematik gerekse metodolojik olarak iç içe geçmiş disiplinlerdir. Bu nedenle bu tür bir ayrımın ister istemez bir ölçüde keyfi olacağının bilincindeyim. Nitekim, bu kitapta “İnsan Hakları” başlıklı bir bölüme yer vermiş olmakla beraber, insan haklarıyla ilgili daha teorik-felsefi yazıları buraya almadım. Oysa, aynı teorik temeller elbette burada yer alan makalelerde de bir ölçüde işlenmiştir.
Böylece, Anayasal Demokrasimden sonra, Anayasa ve Özgürlük benim öncelikle kamu hukukçularına hitap eden ikinci kitabım olmaktadır. Bu haliyle kitap anayasa sorunlarıyla teorik ve pozitif düzeylerde ilgilenen araştırmacılar için uygun bir kaynak niteliğindedir. Ancak, okuyucunun, anayasa teorisiyle şu veya bu ölçüde ilgili bütün yazılarımın bu kitapta yer almadığını da hatırda tutması gerekiyor.
Bu kitabın adı “anayasa yazıları” da olabilirdi. “Anayasa ve Özgürlük” adını tercih etmemin sebebi sanırım tahmin edilebilir veya kitap okunduktan sonra anlaşılabilir. Böyle olmalıydı, çünkü burada bir araya getirilen makalelerin hemen hemen hepsinin arkasındaki temel fikir özgürlüktür. Bu bakımdan, bu kitap özgürlükçü bir hukukçunun anayasa meselelerine nasıl baktığını merak edenler için bir kılavuz olarak da görülebilir