Bu kitabın konusu, çok farklı sözleşme tiplerinde ortaya çıkabilen munzam zararı, satış vaadi sözleşmesi çerçevesinde incelemektir. Satış vaadi sözleşmesinin konusu vaad; bir taşınır veya taşınmaz mala, bir hakka, hisse senedine veyahut bir emtiaya ilişkin olabilir. Bu sebeple, bu çalışmada incelenecek olan munzam zarar konusu, taşınır ve taşınmaz mallara ilişkin satış vaadi sözleşmesi ile sınırlı tutulmuştur.
Bu çalışma, her geçen gün eriyen para değeri karşısında alacaklıları hukuken koruyan ve TBK m.122'de yer alan munzam zarar kurumunun uygulanmasındaki sorunları ele almak için hazırlanmıştır. Yargıtay kararlarında munzam zararın ispatı ve hesaplanması konusunda bir istikrar yoktur. Munzam zararın ispatı ve hesaplanması ile ilgili uygulamada görüş birliğinin olmaması; birçok mağduriyetin ortaya çıkmasına sebep olmuş, alacaklılar borçlarının peşinden koşmaktan ve zararlarını zor ispat yöntemlerine dayandırmaya çalışmaktan yılmış ve bu durum borçluları, borçlarını ödememeye daha çok teşvik etmiştir.
Satış vaadi ile ilgili birçok akademik çalışmanın bulunmasının yanında, satış vaadinin gerçekleşmemesi halinde ortaya çıkabilecek olan munzam zarara dair Türk doktrininde spesifik bir çalışma bulunmamaktadır. Munzam zarar kavramının çok geniş bir niteliği olduğu için, bu zarar türünü, özellikle satış vaadi sözleşmesine özgüleyerek açıklamak gerek pratik anlamda gerekse doktrinel anlamda faydalı bir çalışma olacaktır.