Her kitabın ve kütüphanenin olduğu gibi, bu kitaplığı oluşmasının da bir yolculuğu, bir serüveni var. Bu kitaplığı Öyküsü'ne gelince...
Evimizin bir odasını sadece kitaplara ayırmıştık. Duvarlarından başka, odanın ortasına, kütüphanelerde olduğu gibi, çift taraflı iki sıra daha raf koymuştuk. Ayrıca çalışma odamızın duvarları da kitap raflarıyla kaplıydı. Bir bölüm kitaplarımıza da koliler içinde, zemin kattaki ortak depolardan birinde "hücre kapısı" düşmüştü. Bilen bilir. bunun utancına katlanmak kolay değildir; insanın içini sızlatır.
Bu sizi bizi bir araya yöneltti. Kitaplarımız ve de meslek yaşamımızın özel arşivi için müstakil bir kütüphane kurmak...
Bunu gerçekleştirmek ise, bizim ancak hayal edebileceğimiz maddi yatırımı gerektirdi. Bu durumda kültürle ilgilenen bir kurumun içinde kitaplara bir yer bulmak yolu kalıyordu. Bu arayış yolculuğun bir aşamasında, bizim girişimimiz kimi meslektaşlarımızın ilgisiyle duyuldu ve basına da yansıdı. O zaman kitapların sayısını tam bilmiyorduk, sekiz – on bin arasında tahmin ediyorduk.