Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi' nin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ile yasal mal rejimi olarak hukuk dünyamıza girmesinden bu yana neredeyse yirmi seneyi geride bıraktık. Bu süre içerisinde yasal mal rejiminin boşanma nedeniyle tasfiyesi pek çok akademik çalışmaya ve yargı kararına konu oldu. Ancak evlilik birliğinin ölümle sona ermesinin yasal mal rejimi üzerindeki etkileri gündemde çok da fazla yer alamadı. Ölüm olayı akla miras hukuku uygulamalarını getirmekteyse de, esasen evli bir kişinin ölümü miras hukuku ile birlikte mal rejimi hukukunun da konusu içerisine girmektedir. Bu nedenle de çalışmanın konusu olan edinilmiş mallara katılma rejiminin ölümle sona ermesi, diğer sona erme sebeplerinden ayrılmaktadır.
Her evlilik yargı kararı ile olmasa da ölümle kaçınılmaz şekilde sona erecektir. Edinilmiş mallara katılma rejiminin hayatımıza girmesinden bu yana, eşler malvarlığı değerleri edinmiş, edindikleri değerlere katkı sağlamış, bu değerleri elden çıkararak yerine başkalarını koymuştur. Yasal mal rejiminin uygulama süresini göz önüne aldığımızda, artık doğal yoldan son bulan evliliklerin ardından sağ kalan eşler ile diğer mirasçılar arasındaki miras ve mal rejimi hukuku uyuşmazlıklarıyla sıklıkla karşılaşmaya başlayacağımızı söyleyebiliriz.
(Önsözden)