St. Oswald’s İngiltere’nin kuzeyinde, zengin ailelerin erkek çocukları için yıllarca önce kurulmuş bir ortaöğretim okuluydu. Öğrenciler ve okul çalışanları yeni ders yılına başlarken esmekte olan değişim rüzgarlarını fark etmeye başlamışlardı, fakat bu hiç kimse için pek de iç açıcı kokular getirmiyordu. Özellikle takım elbiseli öğretmenler, bürokratik işlemler ve bilgi teknolojisi, okulun geleneksel havasına hakim olmaya başlamıştı. St. Oswald’s’ın eskilerden olup emekliliği yaklaşan Latince öğretmeni Roy Straitley içinde bulunduğu kurumun tüm çekişmelerinden, rekabetlerinden ve görünen basit karmaşasının altında yatan karanlık sırlardan haberdardı. Evet, her şeyin farkındaydı. Birbirine düşürülen öğretmenlerin, acımasızca ortalığa saçılan kişisel yaşantıların ve rekabet ortamını körükleyen kişinin kim olduğu, yani Köstebek’i tahmin edebiliyordu. Köstebek’in gizli gizli beslediği kin patlamak üzereydi. Çok eski ve unutulmuş bir skandalın başoyuncusunun, okulun itibarını yerle bir edebilecek kadar büyük bir öfkesi, ama çok da eski olmayan bir geçmişi vardı ve bunu bilen tek kişi Latince öğretmeniydi.