Sosyoloji az biraz delilik halidir ve çoğu zaman hiperaktiflik ister. Sosyoloji, normal olanı kapısından kovar...
Sosyoloji, kişinin güvenle konuştuğu, güvenle sevebildiği, güvenle yemek yiyebildiği ve güvenle ayağını yere basabildiği bir varoluşun kendisidir...
Sosyoloji, bir kardeşlik hikayesidir ve insanla kurulan sınırsız empati yeteneğiyle kendisini var eder. İnsanı sevmenin bir yeteneğe dönüştüğü günümüzde sosyoloji, toplumu yeniden var etmenin de çıkış kaynağıdır.
Gerçekliklerin karmaşıklaştığı, toplumsal alanların gittikçe bulanıklaştığı/karmaşıklaştığı ve Y kuşağının sınırsız bir açlıkla bilgiye saldırdığı günümüzde, sosyolojinin her zamankinden daha çok anlamaya ve anlatılmaya ihtiyacı var. Sosyoloji, hepimizin hayatlarının bir toplamı olduğunda, çıkarımlarıyla pratikte daha çok karşılığını bulabilecek bir disiplin olsa gerek. Giriş ve sonuç bölümleri, aslında bu kitabın ne yaptığını özetleyebilecek bir nitelikte.
Bu kitap, Y kuşağının hala teoriye boğulduğu ve sınıf içi derslere hapsedildiği bir süreçte; buna rağmen gene de onları sosyolojinin gerçek dünyasına, sahaya çekebilmenin kodlarını üretmeye çalışmıştır. Sosyoloji yapmanın cesaret istediği bir zaman diliminde bu kitap, okuyucularına sahaya inebilme konusunda cesaret verecektir.