Kasım 2022'de kadın hukukçular olarak bir araya gelip Cumhuriyet'in yüzüncü yılına bir kitap hediye etmek istedik. Bir araya gelmek, akademinin ve Türkiye'nin içinde bulunduğu endişe verici ve aynı zamanda umut var etmeyen ortamda, yan yana durabilmenin imkanını aramanın bir yöntemiydi. Yazmak ve söylemek istediğimiz çok şey vardı; bunları bize öğretilen yalnızlık durumunda ortaya koymaya çalışmak yerine, birlikte düşünmenin ve birlikte yapmanın yollarını aradık.
Bu kitap vesilesi ile kamu hukukunun temel sorunlarına eleştirel hukuk çalışmalarının ışığında bakmaya, kitapta ele alınan her bir alandaki sorunları tespit etmeye ve alternatif bakış açılarıyla bu sorunlara teorik ve pratik çözümler üretmeye çalıştık. Bir din devletinden Cumhuriyet rejimine evrilen Türkiye, Cumhuriyet'in yüzüncü yılında tersine bir karşı hareketin ağırlığı altında olsa da, kazanımlarını, kaybettiklerini ve yeniden kurulması gereken esasını tartışarak ayakta kalabilecektir. Bu noktada hukukçuların anlatısının da dogmatizme karşı akılcı, eleştirel ve diyalektik/dinamik bir eksende yeniden şekillendirilmeye gereksinimi vardır. Hukukun gideceği yönde egemen iktidarlar kadar anayasal aktör haline gelen hukukçuların da sorumluluğu olduğu gibi, hukukçuların geleceği de hakim diskura karşı anlatılarının gücüne ve yönüne bağlı olmaya devam edecektir.