Çalışmanın temel konusunu "yanlış beyan" kavramı oluşturmaktadır. Yanlış beyan, yalan beyanın aksine, tanığın hatalı bilgi verdiğini fark etmemesi ve bu durumun klasik yalan beyan tespit yöntemleri ile tespit edilememesidir. Bu durumun bir adım ötesinde uygulamada "yalan değilse doğrudur" anlayışı yerleşmiş olup, yanlış beyan göz ardı edilmekte ve adaletin tesisi bu sebeple tehlikeye düşmektedir.
Tanık beyanının güvenilirliğinin, ülkemizde en az irdelenmiş olan yanlış beyan yönünü yeterli bir şekilde açıklayabilmek amacıyla çalışma üç bölüme ayrılmış. İlk bölümde ceza muhakemesinde ispat kavramı ve ispata ilişkin temel ilkelere; ikinci bölümde ise tanık kavramı, önemi ve tanıklığa ilişkin yasal düzenlemelere yer verilmiş. Üçüncü ve son bölümde ise çalışmanın temelini oluşturan ve tanık beyanının doğru tartılması için mutlaka göz önünde bulundurulması gereken; algılama, hatırlama ve beyan aşamalarında hataları oluşturabilecek hususların neler olduğu ve bunların tespiti örnek olaylarla birlikte incelenmiş.
(Önsözden)