Biyolojik olarak çok fazla fark bulunmamasına rağmen kadın ve erkek cinsi arasında doğal ve doğrudan toplumsal bir eşitlik kurulamamıştır. Biyolojik olarak ortaya çıkan farklılıkların, toplumsal olarak da farklı anlamları mevcuttur çünkü toplum, kadın ve erkeğe farklı davranmakta, cinsel yönelimlere ve cinsiyet farklılığına çeşitli anlamlar yüklemektedir. Toplumun kadın ve erkeği nasıl gördüğü, cinsler arası ilişkilerin niteliği, cinslerin toplum içinde nasıl konumlandırıldığı, beklentileri, değer yargıları ve kadınla erkeğe biçtiği roller farklı olabilmektedir. Kimi zaman bu değer yargıları, hukuk alanına birebir yansımakta, kimi zaman da hukuk, olumsuzlukları düzeltme konusunda öncü olmaktadır.
Bu çalışmada, ilk ciltte yer verilen makalelere benzer şekilde, toplumsal cinsiyet kavramı ve hukuk ilişkisi ele alınmış. Bu ilişkinin, farklı hukuk dallarındaki görünümüne yer verilmiş. Okuyucu, deniz ticaret hukuku, medeni hukuk, ceza hukuku, uluslararası hukuk, hukuk felsefesi ve hukuk tarihi gibi dalların toplumsal cinsiyete bakışını görebilecektir. Bu bağlamda ikinci cilt, toplumsal cinsiyetin kurulduğu yerler olarak cezaevlerinden soyadı ve kürtaj meselesine, interseks bireylerden siyasi temsil ve koronavirüs pandemisinin etkilerine kadar tarihsel, siyasal ve sosyolojik birçok konuyu da kapsamaktadır.
(Tanıtım Bülteninden)