AİHM tarafından insan haklarının etkili ya da aktif şekilde korunması düşüncesine dayandırılarak önemli ölçüde genişletilmiş olan pozitif yükümlülüklerin bireye ve bireyin haklarına olumlu katkılarda bulunmasına karşın, sınırlarının nerede başlayıp nerede bittiğine dair kavramsal ölçek henüz net bir biçimde belirlenebilmiş değildir. Dolayısıyla pozitif yükümlülüklerin tanımlanmasından ziyade, kapsamından yola çıkılarak anlamlandırılmasının daha doğru bir yöntem olacağı söylenebilir.
AİHM tarafından verilen kararlarda da pozitif yükümlülüklere ilişkin net bir tanım ortaya koymaktan kaçınıldığı, ancak söz konusu kavrama kapsamından yola çıkılarak geniş bir çerçeve çizildiği görülmektedir.
(Önsözden)