Bu kitap, emeğin kapitalizm ile ilişkisini teorik bir çerçeveden incelemeyi amaçlayan bir çalışmanın ürünüdür. Bu kitap kuşkusuz emek ile kapitalizm arasındaki ilişkiyi inceleyen ne ilk çalışmadır ne de son çalışma olacaktır. Ancak, kitabın dayandığı düşünce diğer çalışmalardan bir noktada ayrılmaktadır: Literatürde emek ile kapitalizm arasındaki zıtlıklar, çıkar çatışmaları ve çelişkilerin neler olduğunu inceleyen çok sayıda çalışma vardır.
Ancak bu kitabın iddiası, emek ile kapitalizm arasındaki zıtlıkların, çıkar çatışmalarının ve çelişkilerin nasıl oluşturulduğunun anlaşılmasına ışık tutmaktır. Bu kitabın belki de can alıcı noktası manipülasyon kavramının kullanılması değil, manipülasyon sürecinin nasıl gerçekleştirildiğinin gösterilmesine çalışmasıdır.Manipülasyon teorisinin özünü kültür oluşturmaktadır. Çünkü, sanayi devrimi öncesi ve sonrası dönemlerde insanları işe koşmak için fiziksel zorlama yöntemi kullanırken, günümüzde fiziksel zorlama yerini manevi zorlamaya bırakmıştır.
Bu kitap, insanların işe koşulurken karşılaştıkları manevi zorlama sürecinin nasıl işlediğine işaret etmektedir; manevi zorlama süreci manipülasyon kavramı ile açıklanmakta ve manipülasyonun da kültür ile gerçekleştirildiği gösterilmeye çalışmaktadır.Kitap üç ana başlıktan oluşmaktadır. Birinci bölümde emeğin yaratılma sürecinin özünü oluşturan kültür olgusu incelenmektedir.