Çalışmada, borçlular arasında kurulan teselsül, üç bölüme ayrılarak incelenmiştir. İlk bölüm teselsülün tanımına, Roma Hukuku’ndaki yerine, hukuki niteliğine ve son olarak kaynaklarına ayrılmıştır. Bu bahiste, teselsülün kanuni kaynakları açısından sadece Borçlar Kanunlarındaki düzenlemeler yer almıştır. Sair kanunlarda yer alan, borçlular arasında teselsül kurulacağına ilişkin düzenlemeler, bu çalışmanın kapsamına girmemektedir. Bununla beraber, Türk Hukuku açısından ikili bir teselsül ayrımının kabul edilip edilemeyeceği sorusunun cevabı da yine bu bölümde değerlendirilmiştir. İkinci bölümde, alacaklı ile borçluların karşılıklı durumları ve borçluların birbirleriyle olan ilişkileri incelenmiştir.
Burada alacaklının tatminini sağlamak üzere sahibi olduğu imkânlar ve bunun yanı sıra yükümlülüğü ile borçlulardan birinin alacaklı karşısında değişen hukuki durumunun borçdaşları üzerindeki etkisi üzerinde durulmuş, son olarak borçlulardan birinin ifada bulunması sonrası diğerleriyle arasında olan rücû ilişkisinin hükümleri açıklanmıştır. Son bölümde, alacaklı karşısında birden fazla borçlunun bulunduğu benzer diğer borç ilişkileri ile teselsülün ortak noktaları ve farkları izah edilmiştir.