"... Sabaha karşı gizlice eşeği ahırdan çıkartarak takılmıştı kasabaya giden bir-iki köylünün arkasına. Ailesi okumasını istemiyordu. Sınav yola çıktığı günün ertesi günüydü. Her elini kolunu sallayanın gelince sınava girebileceğini sanacak kadar çocuk yaştaydı. Hafik kazasına vardıklarında bir dizi sürpriz beklemekteydi onu. Başvuru dönemi geçmişti. Nüfus cüzdanını sordular; yoktu. Hafik ilköğretim Müdürü Gaffar Beyin yanına gitti. Gaffar Bey başvuru döneminin geçtiğini ama babasının gelmesi halinde ona bir şans verebileceğini söylemişti. Dilinin vardığınca derdini anlattı Gaffar Beye. Çocuğun çaresizliği ve tutku derecesindeki okuma isteği Gaffar Beyi derinden etkilemişti. Bir not yazıp Aziz'i Hafik Kaymakamına gönderdi. Hafik Kaymakamı konuya vakıf olunca, nüfus cüzdanını çıkarttırması için nüfus memuruna gönderdi Aziz'i. Nüfus memuru yanında velisi olmadığı gerekçesiyle onu geri çevirmişti. Aziz vaz geçmek niyetinde değildi. Tekrar Kaymakama çıktı. Kaymakam Azizin yanına bir görevli vererek tekrar onu nüfus memuruna göndermişti. Beraber, köyden birlikte geldikleri köylülerden birini kasabadan bulup, şahit olarak yanlarına alarak nüfus memurunu ikna etmiş ve nüfus cüzdanını çıkarttırtmışlardı. Nüfus cüzdanı tamamdı artık. Ertesi gün büyük bir heyecanla yazılı sınava girmiş ve başarıyla Pamukpınar Köy Enstitüsün de okuma hakkını kazanmıştı..."
Bu kitap köy enstitüleri uygulaması sayesinde okuyabilen ve üst düzey bürokraside görevler üstlenen bir köy çocuğunun hayatı üzerinden yakın dönem Cumhuriyet Tarihine ışık tutmak amacıyla kaleme alınmıştır.