Literatüre, kent okumasına tipolojik sürecin uygulanması fikriyle temel katkısını sağlayan kitabın inceleme alanı Akdeniz Havzası’nın İslam kent dokusudur. İspanya’dan Bosna’ya, Mağrip ve Levant’a uzanan bu coğrafi bantta Akdeniz, yüzyıllardan beri kıyılarındaki tüm kültürlerin uyum sağladığı kendine özgü bir kültürel dile sahiptir ve İslam, bu dili yaratan klasik dünyanın gerçek mirasçısıdır. Bellek Yitiminin Ardından insanların çevreye bilinçli olarak verdiği zararla silinmeye yüz tutan geçmişin izlerini Akdeniz İslam mimarisinde araştırırken, tasarım ilkeleri için hem bir kaynak hem de olgunlaşmış analizler yapmanın bir yolu olması bakımından kent dokusuna yöneliyor; bir şehri ve bölgeyi okumak için yapılı çevreye özgü ve tip kavramı tarafından düzenlenen ilkelere dayalı öğretici bir yöntem sunuyor.
Petruccioli’ye göre; “İki temel mimar kategorisi vardır. Birinci kategoriye, mekânı kavramaya ve biçimlendirmeye ilişkin doğal yetenek bağışlanmış birkaç şanslı kişi girer; bu özellikte ancak yüz kişi dünyaya gelir bir yüzyılda. İkincisinde ise, benim de aralarında olduğum bütün öteki mimarlar vardır. Bu kitap onlara adanmıştır.