Bir kişinin masum ya da suçlu olduğunu bağımsız ve tarafsız mahkemeler tespit eder. Mahkemeler bu konuda bilerek ya da bilmeyerek bir hata yapar ya da iktidarın kılıcını tepesinde hissederek ve bundan etkilenerek karar verirse tarih, kimin suçlu kimin masum olduğunu elbette yazacaktır. Fikirleri yüzünden MÖ 399 yılında "tanrılara saygısızlık ve gençleri baştan çıkarmakla" suçlanarak ölüm cezasına mahkum edilen Yunan filozofu Sokrates'in masum olduğu bile 25 asır sonra tescil edilmiştir. Yakın geçmişimizde ise bir kısmı hain diye suçlanan hapislerde yatan, bir kısmı da idam edilen kişilerin masumiyetinin sonradan ortaya çıktığı bilinmektedir. Bu nedenledir ki özellikle 15 Temmuz sonrası işleyen süreçte de gerçek suçlular ile masumların mahkemeler huzurunda olmasa bile tarih önünde ve maşeri vicdanda ortaya çıkacağına şüphe yoktur.
Bu kitapta yer almış, yargı makamlarına sunulan savunma, şikâyet ve talep dilekçeleri, gelecek nesillere bu süreçte yaşanan hukuksuzluğun hangi boyutta olduğunu anlatacaktır. Zira bu kitap, her birinin ataları olarak bizlerin, çocuklarımıza ve torunlarımıza; hukuksuzluk seline karşı her türlü baskı ve tehdide rağmen evrensel hukuk, adalet ve insan hakları anlamında avukat olarak vazifemizi yaptığımızı göstermek ve tarih önünde kişisel bir hesap verme anlamında şahitlik edecektir.
(Tanıtım Bülteninden)