Hukuk-politika ilişkisi eleştirel hukuk yaklaşımlarının en önemli çalışma konularından birisidir. Eleştirel hukukçuların birçoğu entelektüel enerjilerini, modern ve liberal hukuk teorilerinin tarafsız ve nötr olamayacağını ortaya koymak için harcarlar. Modern hukuk bilimi, önceden ilan edilmiş nötr ve tarafsız bir hukuk sistemi varsayımına dayanır. Liberal hukuk teorilerinin de taraf olduğu böyle bir hukuk sisteminde uyuşmazlıklar yargıçlar tarafından dedüktif usavurma (tasım) yoluyla çözülür. Yorum ve hukuk yaratma gibi durumları bir tarafa bırakırsak, tasım biçiminde işleyen hüküm kurma süreci mekanik ve formalist bir mantık esasına dayanır. Böyle bir sistemde, yargıcın ideolojik, politik ve moral tercihlerinin karar verme sürecinde etkili olmadığı ön kabul olarak varsayılır. Bu temel varsayımdan hareket eden liberal-modern hukuk sistemleri, hüküm kurma süreci ile politik ve moral tercihlerin birbirinden ayrıldığı bir hukuksal usavurma tekniğini benimserler ve böylece yargı kararlarını rasyonalize ederek haklılaştırırlar.
Yargı bağımsızlığı ve yargıç tarafsızlığı ilkeleri, demokratik bir devletin temel değerleri ve hukuk devleti ilkesi açısından, onların sessiz ve ilgisiz kalmaları gereken konular değildir. Bu ilkelerle ilgili ülkede tehdit söz konusu ise yargıçlar ve savcılar taraftır ve bu ilkelerin korunması için gerekli tüm önlemlerin alınmasını hakkına sahiptir.
(Önsözden)