Cinsellik ve onun etrafında gelişen ahlak, insanlık tarihi boyunca hukuk kurallarını doğrudan etkileyen kavramlardandır. Ahlakın, hukuk kurallarını belirleyici konumu kişilerin günlük yaşamının da ahlakın yorumuna göre şekillenmesine sebep olmuştur. İçinde bulunduğu döneme göre yorumlanmasından dolayı net bir tanımı yapılamayan ahlak kavramı, pozitif hukuk kurallarının belirli olması niteliği ile ters düşmektedir.
Çalışmada, yakın tarihteki olaylar üzerinden ahlak kavramından ne anlaşıldığı tartışması sonrası hukuki ahlakçılık kavramı çerçevesinde ahlak kurallarının Türk Hukukundaki izdüşümü ve uygulamasını çeşitli kanun maddeleri ile olaylar üzerinden aktarımlar yer almaktadır. Hukuki ahlakçılığın suçların belirlenmesindeki görünümünün günümüzde Türk Ceza Kanundaki Genel Ahlaka Karşı Suçlar başlığı altında devam etmesi sebebiyle; Genel Ahlaka Karşı Suçlar başlığında yer alan Hayasızca Hareketler suçu çalışmanın esasını oluşturmaktadır. Hukuki ahlakçılık ve belirlilik ilkesi arasında çatışmayı Hayasızca Hareketler suçu üzerinden ortaya koyan çalışma mevcut çatışmaya yönelik çözüm önerileri ile sona ermektedir.