Bu kitap, kefalet sözleşmelerinde kefilin yasal durumu, genel olarak, ilgili Mevzuat ve uygulamadan örneklerle pratikte kolaylık sağlanması için hazırlanmış.
Kefil olan herkes yasal hak ve sorumluluğunu bilmelidir, öğrenmelidir. Kefalet sözleşmesi kişisel bir teminat sözleşmesidir. Diğer sözleşmeler gibi kefil ile alacaklının karşılıklı ve birbirine uygun iradelerinin birleşmesi ile meydana gelir. Bu sözleşme ile kefil, asıl borçlunun borcunu alacaklıya karşı ifa edememesi tehlikesini kişisel olarak üstlenmektedir. Türk Borçlar Kanunu'nda kefalet sözleşmesinin geçerliliği 818 sayılı Borçlar Kanunu'ndan daha ağır şartlara bağlamış. 6098 sayılı TBK'nın 583/1 .maddesine göre, "Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifade ile yükümlülük altına girdiğini, kefalet sözleşmesinde kendi el yazısı ile belirtmesi şarttır".
Kefillerin sorumluluğu BK'nın 586/1. maddesinde hükme bağlanmış. Anılan düzenlemeye göre kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir. Kefaletin şekil şartları 6098 Sayılı TBK hükümlerine tabidir. Kefaletle ilgili Yargıtay Kararları incelenirken, ilgili Dairelerin en son tarihli görev alanları da çalışmaya alınmış.
(Tanıtım Bülteninden)