Milletin nesnel temelini belirleyen unsur her kültürde farklı oldu. Bu temel bazıları için ortak dil veya din, bazıları içinse ortak geçmiş olageldi. Bu arada ortak siyasi idealin de millet ve milliyetçilik açısından temel teşkil ettiği düşünülüyordu. Ancak şimdiye kadar "saf ve "türdeş" bir milliyetçilik pratiğinin yaşama geçmemiş olması, milliyetçiliğin ne olduğuna dair tartışmaların halihazırda güncelliğini korumasına neden oluyor. Etnik kimlik çatışmaları, göçmen karşıtlığı ya da ırkçılık gibi milliyetçilik başlığı altında tartışılabilecek ihtilaflı konular hayatımızın içinde yer almaya devam ederken, milliyetçilik siyaset bilimi araştırmalarının giderek önemli bir alanı haline geliyor.
"Milliyetçilerin ülkesi yoktur" derken Özkırımlı, aslında milliyetçiliğin bir bakış açısı, dünyayı ve toplumu değerlendirmeye yönelik bir değer yargısı olduğunu öne sürüyor. Yazar milliyetçiliğin tam da bu noktada hayatımızın ayrılmaz bir parçası olarak var olduğunu, kimi zaman yurtseverlik olarak aklanırken, kimi zaman da kurtuluş ya da kimlik savı gibi normatif kurgularla karşımıza çıktığını belirtiyor. Evrensel bir milliyetçilik kuramının imkânsızlığına vurgu yapan Özkırımlı, "tüm milliyetçiliklerde ortak olanı, yani milliyetçilik söylemini tanımlamamızı ve anlamamızı sağlayacak bir yaklaşım" geliştiriyor.