Türkiye'nin bugün itibariyle gelişmiş ülkeler ve ileri ekonomiler örneğinde gördüğümüz gibi yeni bir gelişim modeline ihtiyacı var. Bunun adı ise Bilime Dayalı Teknoloji (The Science–Based Technologies) transferi veya üretimidir. Günümüzde global bazda ülkelerin uyguladıkları ekonomik programların birbirine benzediği (convergence), aynı reçete ve düşünce sistematiği ile beslendiğini varsayarsak, ülke ekonomilerinin performansını farklılaştıracak birini diğerinden ayıracak ve hatta sınıf atlattırarak bilgi ve refah toplumuna taşıyacak sihirli mekanizma Bilim ve Teknolojinin yeni bir kalkınma ve sermaye birikim modeli olarak yeniden tanımlanmasıdır. Bu bağlamda, öngörülemeyen, kontrolsüz ve istikrarsız ilerleyen küreselleşme ve beraberinde gelen krizlere karşı önlem olarak ortaya konacak yeni ekonomik düzenin en önemli aktörlerinden biriside akademik kapitalizm olarak kavramlaştırılan küresel üniversiteler ve onların teknoloji üretimi ve transferinde oynayacağı kritik rol olacaktır.
Bu kitap çalışması kapsamında Türkiye'nin gelişmiş ekonomi, demokrasi ve hukuk düzenine, ileri teknoloji alt yapısına, nitelikli eğitim düzeyine, sosyal devlete ve nihayet bilgiye dayalı modern topluma bir türlü geçemememiz ile düşük bilim ve teknoloji performansımız arasında reddedilmesi güç doğrusal bir bağ olduğu ortaya konmakta ve Türkiye için referansı bilim, inovasyon, yaratıcı düşünce, yaratıcı yeni iş alanları ve küresel işgücü piyasalarının öngördüğü formatta insangücü yetiştirilmesine dayalı yeni bir büyüme ve gelişim modeli önerilmektedir.