Zamanın çarkları arasında, yaşamın kıyısında…
Yaşlı bir adam ölüm döşeğindedir. Yatağını çevreleyen duvarlar çökmeye, pencereler menteşelerinden gevşemeye, tavan sıvası parça parça dökülmeye başlar. Hayatının enkazıdır içine gömüldüğü: Gazete kupürleri, parçalanan antika saatlerin yayları ve dişlileri, bir yün ceket, paslı aletler... Siyah gece bir kefen gibi üzerini örtmüş, yıldızlar gökten dökülmeye başlamıştır. George Washington Crosby ölüm döşeğinde acılar içinde halüsinasyonlar görmektedir.
Saat tamircisi George'un son sekiz gününü anlatan Babamın Yalnızlığı, kahramanın geçmişine, epilepsi hastası babasıyla "kuramadığı" ilişkisine odaklanır.
Yaşamın ve ölümün kıyısında, zamandan ve mekândan bağımsız, saf hatıraların ve hafızanın hüküm sürdüğü bir dünyanın ürkütücü güzellikteki tasviri bu roman, yazarı Paul Harding'e Pulitzer Ödülü'nü kazandırmıştır.
(Tanıtım Bülteninden)