Ticaret hayatının hoş olmayan, kötü sonuçlarından olan İflas; hukukumuzda kural olarak tacirler için kabul edilen bir külli tasfiye yolu olmakla beraber istisnaen tacir olmayan kişiler hakkında 5411 sayılı Bankacılık Kanunun 110. maddesinde belirtilen hallerde banka yönetici, denetçi ve hakim ortakları; TTK. nun 180, 182. maddelerine göre kolektif şirket ortakları; TTK. nun 256. maddesi aracılığı ile aynı Kanunu 182. maddesi uyarınca sorumlulukları sınırlandırılmamış olan komandite ortaklar hakkında; konkordatoda İİK. m. 301 gibi hallerde de uygulanabilmektedir.
İflas; yapılacak bir takip sonucu mahkemeden istenebileceği gibi, kanunda öngörülen bazı hallerde takibe başvurulmadan doğrudan mahkemeye başvurmak suretiyle de istenebilmektedir.
Kişinin İflası; İflas'tan önce yapılmış veya sonradan yapılacak sözleşmeleri, yapılmış veya yapılacak takipleri, açılmış veya açılacak davaları, faizi, müflisin temsilini, takası, istihkak iddialarını, masaya giren malların satışını, rehinli alacakların durumunu, paraların nasıl paylaştırılacağını, yargılama usulünü, hileli ve taksirli İflas yoluna gidenlerin nasıl cezalandırılacağı gibi birçok kurumu da ilgilendirmektedir.
Rehinli alacakların İflas'takidurumunu bir vesile ile incelerken incelememizin kapsamının genişlemesi üzerine çalışmamızın kitap haline getirilmesinin uygulayıcı ve araştırıcılara bir fayda sağlayabileceği yolundaki düşüncesi üzerine kaleme alınmıştır.