Tüm sektörlerde faaliyet gösteren işletmelerin, günümüz iş dünyasında yaşanan gelişmeler karşısında rekabet avantajı sağlayabilmeleri için etkin bir maliyet yöntemi kullanmaları gerekmektedir. Zira alışılagelmiş ve işletmeler tarafından artık kolay bir biçimde kullanabilen geleneksel maliyet yöntemleri, gelişmeler karşısında ihtiyaçları gidermede eksik kalmaktadır. İşletmeler bu sebeple alternatif ve yeni maliyet yöntemleri arayışına girmişlerdir. Diğer birçok maliyet yönteminin yanı sıra 1980'li yıllardan başlayarak 2000'li yıllara kadar muhasebe literatüründe çok popüler olan ve hâlihazırda işletmeler tarafından uygulanmaya çalışılan Faaliyet Tabanlı Maliyetleme, söz konusu yöntemlerin en şöhret bulmuşu olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak uzun süredir kullanılan bu yöntemin de atıl kapasiteyi yeterince dikkate almaması, alınacak kısa vadeli kararlarda pratik olmaması gibi eksik kaldığı bazı noktalar bulunmaktadır. Tüm bunlar karşısında daha güncel, çağdaş bir maliyet yöntemi olarak Kaynak Tüketim Muhasebesi yöntemi ortaya çıkmıştır. Maliyet similasyonundan önceki aşama, Kaynak Tüketim Muhasebesi olarak ifade edilmiştir.
Kaynak Tüketim Muhasebesi; IFAC'ın (International Federation of Accounting - Uluslararası Muhasebeciler Federasyonu) yayınlamış olduğu ve maliyetlemenin tarihsel sürecinin ve gelişme aşamalarının da yer aldığı raporunda, öteki yöntemlerin üstün oldukları taraflarını benimseyen, en gelişmiş maliyetleme yöntemi olarak kabul etmektedir. Literatüre bakıldığında, kaynak tüketim muhasebesi ile ilgili uygulamaların daha çok üretim işletmeleri örneğinde kullanıldığı göze çarpmaktadır. Hizmet üreten işletmelerde ise bu tekniğin kullanımı ile ilgili uygulamaların çok az olma-sının, bu çalışmanın literatüre olan katkısını da arttıracağı düşünülmektedir.