Türkü, müzik terimi olarak halk müziğindeki bir beste formunun adıdır. Genel olarak "uzun havalardın dışında kalan bestelerin hepsine türkü deyip geçeriz. Türkü, aynı zamanda bir edebiyat terimidir. Halk şiirinde bir nazım şeklini anlatır. Türkü, temelinde mâni ve koşma gibi "dörtlük" nazım birimi olduğu halde, "bent" ve "nakarat" bölümlerindeki mısra sayılarının, –başta ezgi olmak üzere– çeşitli etkenlerle azalıp çoğalmasıyla çeşitlenen, "gayr–t muayyen" bir nazım şeklidir.
Türkü formundaki bestelerin sözleri (güfteleri), her zaman türkü nazım şeklinde olmaz. Mâni katarlarının veya koşmaların da türkü formunda bestelendiği örnekler çoktur.
Türkünün müzik ve edebiyat terimi olarak net tanımı yapılmış değildir. "Halk şiirinde şekil yoktur, tür vardır; bunu da belirleyen ezgidir." şeklindeki yaygın görüş, edebiyatın ve müziğin alanlarını net olarak ayırmaya engel olmaktadır. Türk halk müziği ve halk edebiyatı araştırmacılarının, alanlarına ait terimleri, kendi malzemelerine dayalı olarak tanımlamaları beklenir.
Bu kitapta "türkü" kelimesi, halk müziğinde türkü formunda okunan eserlerin sözleri anlamında kullanılmıştır. Bu sözlerin, nazım şekilleri göz önünde bulundurulmamıştır.
Ezgi ve sözün birlikte hayat verdiği türküler, milletimizin tarih içindeki duygularını yüklediği bir arşiv niteliğindedir. Milletimizin nabzı türkülerde atar. Aşkı, acıyı, ayrılığı, gurbeti, sılayı nasıl algılamamız gerektiğini bize türküler öğretir. Yemen’in feryadı, Çanakkale’nin çığlığı onlarda saklıdır.