Kitaptaki düşüncelerimin ana fikri, özgürlük kısıtlamalarına karşı bir direnişten ya da mevcut sınırları zorlama çabasından ziyade insan onurunun olmazsa olmaz koşulu "insan öz-gürlüğü" için bir şeyler yapabilmek umudundan başka bir şey değildir. Çünkü hiçbir zaman yorganı kafama çekip, sabahın ya da gecenin keyfini çıkartmak gibi bir düşüncem olmadı; hem nasıl olsun ki hapsedilmiş bunca insan varken!
Bu kitapta hapishaneler ele alınmakla birlikte, aslında kapatılmanın tüm versiyonlarına karşı oluş işlenmektedir. Felsefi ve sosyolojik izleri dikkatle takip dildiğinde görüleceği ve hissedileceği gibi, bu kapsamda hapishanenin dışında derinden derine askeri kışlalar, akıl hastaneleri, yatılı okul ya da benzeri kurslar gibi tüm kapatma pratiklerine son verilmesi savunulmaktadır.