Defensor pacis, ortaçağda siyaset kuramı üzerine yazılan en özgün kitaplardan biridir. Bunu, "Prens" (1513), "Devletin Altı Kitabı" (1576), "Leviathan" (1651) ve "Yasaların Ruhu Üzerine" (1748) gibi modern devlet gerçeğinin düşüncede belirdiği yapıtlarla değerlendirmek gerekir. Bu yapıtlardaki modernlik, siyaseti, dünya ve insan ötesi bir bağlamdan arındırma kavgasıdır. Bu kavga, siyasetin yeniden kurgulanması, yani dünyevi olarak düzenlenmesidir.
Defensor pacis'in bütün hedefi, ortaçağda şeylerin düzenini saptıran gerçek kaynağın yani Roma Katolik Kilisesi'nin yıkılmasıydı. Bu yüzden papalığa karşı verdiği kavga, onun yalnız birtakım iddialarına değil, gerçekten doğrudan varoluşuna yönelikti. Marsilius'un kılavuzu, antik dünyanın pagan büyük öğretmeni Aristoteles'ti. Gerçekten I. Konuşma, ortaçağın din üzerinden çarpık kurguladığı şeylerin dindışı çözümlenip temellendirilmesidir. II. Konuşma ise teokratik söylemin dayanağı olan eksiksiz güç öğretisinin dünyevi olarak [I. Konuşma] değil, bu kez kutsallık içinde kalınarak çürütülme çabasıdır.
Hıristiyanlığın dogmaları her ne ise Marsilius'un da yararlandıkları aynı kutsallardı. Ama değişen, aynı birikimi, eleştirel akılla yeniden değerlendirmekti. Bu, mevcut aynı yapı gereçleri ile bambaşka bir yapı kurmak gibiydi. Bu yüzden Defensor pacis, mevcut teslimiyet içinde kalmadığından, yani eski sakızı yeni ağızlarda çiğneme durumunda olmadığından, çıkarımları ile yeniydi.
(Tanıtım Bülteninden)