Merhaba... Bu sayının sunuşuna geçmeden önce yeni adlî yıl Eylül ayında başlayacağından herkesin yeni Adlî Yılını kutluyoruz. Herkese hayırlı olmasını diliyoruz. Tabii yine tüm medyada yargının sorunları bilindik söylem ve görüntülerle haberlere konu edilecektir. Ama, nedense esaslı, yapıcı ve yansız bir Adlî Reformu kimse içine sindiremiyor; yani benimsemiyor. Yıl deyince Derginiz Terazi Hukuk, birinci yılını doldurdu yani bir yaşında artık.
Daha hep beraber ve siz okurların sayesinde nice yıllara diliyoruz. Yeni bir Dergi olmasına rağmen Terazi Hukuk Dergisi bu gençliğine göre sanki yılların dergisiymiş gibi kabul görmüştür. Bu ilgiye Terazi Hukuk Dergisi Ailesi olarak lâyık olmaya çalışıyoruz. Peki, Eylül sayımızda neler var denirse; yine çok güncel makalelere yer verdiğimizi belirtmek isterim. Anayasa Mahkemesinin eski Başkanlarından renkli ve önemli ismi Sayın ÖZDEN’in önümüzdeki günlerde çokça tartışılacağını düşündüğümüz, Cumhurbaşkanının dokunulmazlığına ilişkin makalesini ilgiyle okuyacağınıza inanıyorum.
Anayasa Mahkemesinin, Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin Kararının anayasal demokrasi açıcından irdelendiği Sayın ÇOBAN’ın makalesini de Anayasa Hukuku Bölümünde bulabilirsiniz. Yeni kanunlarımızdan Sigortacılık Kanununa ilişkin çok atıf göreceğine inandığımız Sayın YILMAZ ile Sayın ÖĞÜN’ün makalelerine de dikkatlerinizi çekiyorum. Kıdem tazminatına ilişkin düzenlemenin mutlak emredici niteliğini koruyup korumadığına korumadığı konusuna ilişkin Yargıtay Kararı doğrultusunda incelendiği makale İş Hukuku Bölümünde bilgi ve görüşlerinize sunulmuştur.
Futbolcuların haczinin mümkün olup olmadığına ilişkin Sayın ERTAŞ – PETEK - YEŞİLOVA’nın makalesi de herhâlde konusunda ilk ve tek kaynak olduğunu düşünüyorum. Markalar Kanunu Tasarısı Taslağına dair Sayın SERTLER’in makalesini de bu Sayımızda yayınlıyoruz. Yine konusunda ilk kaynaklardan biri olduğuna inandığımız ve yeni Türk Ceza Kanunumuzla düzenlenen “imar kirliliğine neden olma suçu”na ilişkin Sayın ARISOY’unda makalesini de bu sayımızda bulacaksınız.
Yeni Ceza Hukukumuzda önemli bir yer tutan ve yeni bir müessese olan mükerrir hükümlülerin infazına ilişkin Sayın ALBAYRAK’ın makalesini örnekler yönünden de önemli bir kaynak olacağında hemfikir olacağımıza inanıyorum. Yeni Türk Ceza Kanununda güvenlik tedbirlerinden belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin uygulamayı ve sorunları ortaya koyan Sayın ALBAYRAK’ın makalesine de dikkatlerinizi çekiyorum. Avukatların İnfaz kurumuna veya tutukevlerine yasak eşya sokma eylemlerine ilişkin Sayın MERAN’ın makalesini belirttikten sonra; Hukuk Tarihimizden Portreler bölümünde Mahmut Esat BOZKURT’un yer aldığını belirtirim. (Önsöz’den)