Ceza Hukuku Dergisi Sayı:12 Nisan 2010

2010 yılının bu ilk sayısında yine birbirinden önemli bilimsel çalışmaları sizlerle paylaşmaktan büyük bir mutluluk duymaktayız. Aradan geçen yaklaşık üç ay boyunca; dergimizi takip eden akademisyenler, uygulamacılar ve öğrenciler tarafından her birine ayrı ayrı değer atfettiğimiz çok sayıda bilimsel çalışma yayımlanmak üzere gönderildi. Bu ilgiyi bir teveccüh kabul ediyor, CHD’nin devamlılığına katkıda bulunan tüm okurlarımıza şükranlarımızı sunuyoruz.

Dergimizin bu dinamizmini artırarak sürdürmek düşüncesindeyiz. Bu çerçevede ‘CEZA HUKUKU DERGİSİ ETKİNLİKLERİ’ kapsamında 18.02.2010 tarihinde Prof. Dr. Mehmet Emin ARTUK’un katılımı ile ‘Suçun Özel Görünüş Şekilleri’; 05.03.2010 tarihinde Prof. Dr. Yener ÜNVER, Doç. Dr. Özlem Yenerer ÇAKMUT, Yrd. Doç. Dr. M. Nihat KANBUR, Yrd. Doç. Dr. Barış ERMAN, Yrd. Doç. Dr. Devrim GÜNGÖR’ün katılımlarıyla ‘Tıp Ceza Hukukunun Güncel Sorunları’; 24.03.2010 tarihinde Prof. Dr. Ersan ŞEN’in katılımı ile ‘Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemelerinin Görev, Yetki ve Yargılama Usulleri’ ve 15.04.2010 tarihinde Prof. Dr. İzzet ÖZGENÇ ve Prof. Dr. Cumhur ŞAHİN’in katılımlarıyla ‘Türk Ceza ve Ceza Muhakemesi Kanunu’nun Değerlendirilmesi’ konulu konferanslar düzenlenmiştir. Ayrıca genç ceza hukukçularının bilimsel çalışmalarını desteklemek amacıyla bu yıl birincisi gerçekleştirilecek olan ‘CHD Bilim Ödülü’ ile dergimiz misyonunu daha da genişletecektir. CHD’nin tüm etkinlikleri ile ilgili bilgilere Seçkin Ya-yınevinin internet sitesinden (://www.seckin.com.tr) ulaşabilirsiniz.

Bu noktada başka bir mutluluğumuzu da ifade etmeden geçemeyeceğiz. Beş yıl önce yayın hayatına atılan CHD, bugün gelinen noktada aynı zamanda ‘sürekli’ bir yayın olduğunu da ispat etmiş oldu. CHD, Türk Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku bakımından yöntemiyle ve ortaya koyduklarıyla bir referans kaynağı haline gelmiştir. Ne mutlu ki, Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukukunda sayısı gün geçtikçe artan değerli yayınlar da Türk Ceza Hukukunun gelişimine çok büyük katkıda bulunmaktadırlar. Bu netice en çok bizleri mutlu etmektedir.

Ülkemiz gündemine baktığımızda ise aynı heyecanı paylaştığımızı söylemek ne yazık ki mümkün değildir. Aksine her adımda içimizde uç veren kaygılar gün ışığına çıkmaktadır. Bir önceki sayımızda Ceza Hukukunun temel hak ve özgürlükler adına en tehlikeli ve bu nedenle de en son başvurulması gereken silah olduğunu hatırlatmış, gündelik siyasal çekişmelerin aracı olamayacak kadar hassas bir dengeyi kendi içinde barındırdığını ifade etmiştik. Bugün gerek

Ceza Hukuku gerekse Ceza Muhakemesi Hukuku kurumları önüne geçilemeyen bir anlam erozyonuna tabi tutulmaktadır. Ne yazık ki, popüler kültürün tüketici zihniyeti, Ceza ve Ceza Muhakemesi hukuku kurumlarını ve ilkelerini de içi boş bir popülariteye maruz bırakmıştır. Dolayısıyla aslında bir önceki sayıda paylaştığımız endişelerimizi halen hissediyor olmanın üzüntüsünü yaşamaktayız. Umuyoruz ki, bir sonraki sayıda artık daha umut dolu gelişmelerden bahsederiz. İçimizdeki umudu ünlü Alman filozof Friedrich Wilhelm Nietzsche’nin bir Hint yazıtından alıntıladığı şu veciz cümleyle ifadelendirelim : ‘Daha ışımamış nice tan kızıllıkları vardır!’

Bu sayının oluşmasını sağlayan tüm yazarlarımıza, tüm sayılarımızda olduğu gibi titiz ve özverili bir çalışma sergileyen Seçkin Yayınevi çalışanlarına, özellikle derginin sayfa tasarımını yapan Sayın Ömer Candan’a çok teşekkür ediyoruz. Bir sonraki sayıda buluşmak dileğiyle…(Önsöz'den)