Kadim bir coğrafyanın köklü halklarının binlerce yıldır barış ve huzura hasret yaşamaları bir kader mi yoksa lanet midir bilinmez. Bilinen tek bir gerçek var bölge üzerinde; "çıkar çatışmaları" son bulmadıkça, masumların kanı daha çok akacak, Akdeniz'in soğuk sularında kaybolacak ve atılan bombaların yıktıkları harabelerin altında kalınacaktır.
Dünyaya hükmeden karanlık güçlerin farkında olduğu ancak akan kanı, sefaleti, göçü ve zulmü durdurmak için "hiçbir şey" yapmadıkları, akla ve mantığa aykırı olan gerçek budur. Günümüzde yaşadığımız coğrafyanın en trajik öyküsü olan, sosyal medyanın canlı yayınlarında, "online" geçilerek duyarsızlaştırılan, dünya kamuoyunun gözü önünde "yaşamın doğal bir seyri gibi" sürüp giden bu trajedinin ismi Suriye cehennemidir. Aynı zamanda yaşananlar, kadim coğrafyanın iki yakın komşusunun en buhranlı dönemidir. Türkiye'nin Suriye sınavıdır.
Bu kitap, Ortadoğu'nun en müstesna coğrafyalarından biri olan Suriye'nin tarihsel yolculuğu ve günümüze uzanan dramatik yaşam öyküsünü anlatmaktadır. Millet olma şuurunu kaybeden toplumların, sürüklenecekleri uçurumun en güzel örneğidir, Suriye…
(Tanıtım Bülteninden)