Çalışan kadının din ve vicdan özgürlüğüne ilişkin sınırlamalara bakıldığında mahkemelerin ve idare uygulamalarının gerekçesinde dini kıyafet giymeyi-sembol taşımayı tercih eden kadınların tarafsızlık bariyerine takıldığı gözükmektedir. Temel problem, kıyafetin ya da sembolün tercih edilmesinin tek başına tarafsızlığa aykırı olacak biçimde başkalarının hak ve özgürlüklerini etkileyebilecek potansiyel bir unsur olarak görülmesidir.
Çalışmada din veya inancı fark etmeksizin cinsiyetlerinden dolayı dezavantajlı olan kadınların dini dışa vurumları ile beraber kesişimsel ayrımcılığa uğraması göz önünde bulundurularak hukuki süreç analiz edilmeye çalışılmış. Ayrıca Türkiye'ye karşı da başvuru yapılabilen Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve İnsan Hakları Komitesi (İHK) dışında çalışan kadınlara yönelik zengin içerik ve özgün yaklaşımlara sahip olan Avrupa Birliği Adalet Divanı (ABAD) ve Federal Almanya Anayasa Mahkemesi (BVerfG) kararlarına da karşılaştırılmalı biçimde yer verilmiş. Çalışmanın basılması için tekrardan düzenlenmesinde plan üzerinde fazla değişiklik yapılmamış ve yalnızca içerik güncellenmiş.
(Tanıtım Bülteninden)